Avrupa Tıpta Uzmanlık Birliği’nin (UEMS) Tıpta Uzmanlık için Avrupa Eğitim Tüzüğü belgesinde belirtildiği üzere; spor hekimliği her düzeyde sportif faaliyet, egzersiz ve fiziksel aktiviteye katılıma bağlı olarak ortaya çıkan yaralanmalar ve rahatsızlıkların tanısı, tedavisi, önlenmesi ve rehabilitasyonu ile uğraşan, fiziksel olarak aktif bir yaşam biçimini topluma benimsetmeye çalışarak halk sağlığını korumaya çalışan bir tıpta uzmanlık alanıdır. 

Düzenli fiziksel aktivitenin toplum sağlığı açısından ne denli önemli olduğunun kesin olarak anlaşıldığı günümüzde “spor hekimliği uzmanlığının” yalnızca elit sporcuların sağlık sorunları ile uğraşan bir alan olmadığı da kabul görmüş durumdadır. Spor hekimliğinin temel olarak odaklandığı alanlar şunlardır: 

  • Sedanter yaşam biçiminin neden olduğu farklı sistemlere ait kronik hastalıkların önlenmesi ve bu hastalıkların tedavisinde egzersiz reçetelendirmesi spor hekimliğinin ilgilendiği ana konuların başında gelmektedir. 
  • Spora katılım veya yarışma öncesi yapılan tıbbi kontroller ve taramalar spor hekimliğinin önemli bir sorumluluk alanıdır. 
  • Farmakolojik ajanların, destekleyici tıbbi ürünlerin, yasaklı maddelerin kullanımı ve bunların ortaya çıkardığı ahlaki, yasal ve sağlıkla ilgili güçlüklerle uğraşmak, sporcuların eğitimi ve doping kontrolü spor hekimliğinin bir diğer uygulama alanıdır. 
  • Spor hekimliği uzmanları, ayrıca ulusal ve uluslararası spor olaylarında karşılaşılan seyahat sorunları ve aklimatizasyon gibi özel tıbbi durumlarla ilgilenirler.  
  • Spor hekimliği uzmanları multidisipliner eğitimleri gereği temel bilimlerle ve pek çok klinik branşla ortak araştırmalar yürütebilirler (1). 

Başka bir ifade ile spor hekimliği uzmanının çalışma alanı iki ana başlıkta toplanabilir: 

  1. Sporcuların ve spor etkinliklerdeki sağlık gereksinimlerinin karşılanması
  2. Kronik hastalıklardan korunmanın yanı sıra bu hastalıkların tedavisi ve sağlıklı yaşam için egzersiz reçetelendirmesi. 

Bu bağlamda ülkemizin spor hekimliği uzman ihtiyacı değerlendirilirken lisanslı sporcu sayısı, bu sporcuların lisans muayenesinin planlanması, spor yaralanmalarının tanı ve tedavisinin sürdürülmesi, spora dönüş ve sportif performansı geliştirme gibi süreçler dikkate alınmalıdır. Ayrıca toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi için sağlıklı bireylere, çocuklara, yaşlılara, gebelere egzersiz reçetesi verilmesi, buna ek olarak çeşitli hasta gruplarında egzersiz reçetelendirmesinin yapılması gibi parametreler de göz önünde bulundurulmalıdır. Konu bu çerçevede ele alındığında, Ağustos 2019 itibarı ile yalnızca 95 olan spor hekimliği uzmanı sayısının yaklaşık 82 milyon olan nüfusumuzun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir.

Spor hekimliği uzmanı sayısının yetersizliği T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın hazırladığı On Birinci Kalkınma Planı’nda (2019-2023) vurgulanmakta olup, 650.1, 650.2 ve 650.3 sayılı maddelerde spor hekimliği uzman ihtiyacına değinilmiştir (2). Bu maddelerin içeriği aşağıdaki gibidir.

  • 650. Sporcu sağlığı merkezleri, hizmet kalitesi ve çeşitliliği artırılarak yaygınlaştırılacak, spor hekimi ihtiyacının giderilmesine yönelik tedbirler alınacaktır. 
  • 650.1. Sporcu sağlığı merkezleri konusunda bölgeler itibarıyla mevcut durum ve ihtiyaç tespiti çalışması yapılacak, ihtiyaca göre yeni merkezlerin kurulması sağlanacaktır.
  • 650.2. Spor hekimi ihtiyacı tespit edilerek yeterli sayıda uzman hekimin yetiştirilmesi sağlanacaktır.

Sporcu Lisans Muayeneleri, Spor Yaralanmalarının Tanı ve Tedavisi:          

Lisanslı ya da lisanssız spor yapan kişilerin sağlık ihtiyaçları, multidisipliner bir ekip tarafından sağlanmaktadır. Bu ekipte fizyoterapistler, antrenörler, spor bilimciler, beslenme uzmanları ve psikologlar da yer almaktadır. Ancak, bu multidisipliner çalışmayı koordine eden ve yöneten, tanı, tedavi ve danışmanlık sürecinden esas sorumlu olan yetkili kişi spor hekimliği uzmanı olmaktadır.  

T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın verilerine göre 2018 yılında Türkiye’de lisanslı sporcu sayısı 4.907.955 olup, bunun 695.698’i “faal lisanslı sporcu” olarak belirtilmiştir. Faaliyet gösteren spor kulübü sayısı ise 15.828’dir. 

T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın 2014-2018 yıllarını kapsayan Kalkınma Planı’nın Spor Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda ülkemizdeki lisanslı sporcu sayısının nüfusa oranı %4.7 olarak belirtilmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında (en düşüğü %13.6) bu oranın beklenenden çok uzak olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’ye en yakın nüfusa sahip Almanya’da her 100 bireyden 30’unun lisanslı olarak spor yaptığı ve bu sayının ülkemizdeki lisanslı sporcu sayısının yaklaşık 10 katı olduğu görülmektedir (3). 

Özet olarak; bu sayılar ülkemizde lisanslı olarak spora katılımın oldukça yetersiz düzeyde kaldığını göstermektedir. Bu alanda hazırlanan stratejik planlar lisanslı sporcu sayısını artırmaya yönelik kapsamlı adımları içermektedir. Dolayısıyla, ilerleyen yıllarda bu sayılarda önemli bir artış olacağı öngörülerek spor hekimliği uzmanı ihtiyacının planlanması daha doğru olacaktır. 

Her sporcu bir spor kulübü yapısı içerisinde yarışma ve antrenmanlara katılabilmek için 07.12.2001 tarih ve 24606 sayılı Resmi Gazetede yayınlandığı üzere Sporcu Lisans, Tescil, Vize ve Transfer Yönetmeliği’nin Madde 6-a ve Madde 7-c hükümlerine göre her yıl sağlık izin belgesi (yönetmelikte EK-5 olarak verilmektedir) almak zorundadır. Bu sporcuların yılda bir kez sağlık kontrolünden geçmelerinin temel amacı, ani sporcu ölümlerinin önlenmesi/en aza indirilmesi, yaralanma ya da hastalığa neden olabilecek durumların taranması ve bireysel risk faktörlerinin doğru şekilde değerlendirilmesi ile sporcu sağlığı açısından gerekli önlemlerin alınması ve koruyucu sağlık hizmeti sunulmasıdır. Önemli bir koruyucu sağlık hizmeti olan düzenli sporcu muayeneleri, birinci basamak hekimleri ya da spor hekimliği uzmanları tarafından gerçekleştirilebilir. Ancak birinci basamak hekimlerinin spora katılım muayenesi ve raporlandırma sırasında çeşitli sıkıntılar yaşadığı da bilinmektedir (4). 

Lisanslı faal sporcu sayısı (695.698) göz önüne alındığında tüm bu sporcuların spor hekimliği uzmanları tarafından yıllık olarak kontrol edilmesi gerçekçi değildir. Öte yandan aile hekimlerine bu konuda düzenli olarak eğitim verilmesi ve bilgilerinin güncellenmesi, ayrıca gerekli durumlarda bir spor hekimliği uzmanına kolaylıkla erişebilmeleri bu sürecin en iyi şekilde tamamlanmasını sağlayacaktır. Aile hekimlerinin sporcu lisans muayenelerini spor hekimliği uzmanları ile koordinasyon ve iş birliği içinde sürdürdüğü bir sistem ancak spor hekimliği uzmanı sayısının artması ile mümkün olacaktır. Bu konuda birinci basamak hizmetlerini güçlendirmeye yönelik çalışmalarımız sınırlı uzman hekim sayımıza rağmen sürmektedir. Derneğimiz tarafından Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Spora Katılım Belgesi Hazırlama Rehberi hazırlanmış, çevrimiçi ve basılı olarak aile hekimleri ile paylaşılmıştır (5). Ayrıca Aile Hekimliği kongrelerinde derneğimize üye uzman hekimler tarafından “Sporcu Lisans Muayeneleri” ile ilgili eğitimler verilmektedir. Ancak, spor hekimliği uzmanı sayısında ihtiyaca uygun bir artış gerçekleşmeden istenilen düzeyde koordinasyonun sağlanması mümkün görünmemektedir. Türkiye’de yaklaşık olarak 7.950 aile sağlığı merkezi mevcut olup aile hekimi başına 3000-4000 kişilik nüfus düşmektedir. Bu durumda başlangıç hedefi olarak illerde 20 Aile Sağlığı Merkezine bir spor hekimliği uzmanı denk gelecek şekilde bir planlama uygun görünmektedir. Bu durumda, yaklaşık 200.000-300.000 nüfusa bir spor hekimliği uzmanı denk gelmektedir. Benzer bir organizasyon şeması olan Birleşik Krallık’ta 250.000 kişilik nüfustan sorumlu olan her bir “clinical commisioning group”a bir spor hekimliği uzmanı olacak şekilde işgücü planlaması yapılmaktadır (6). Böylece, yıllık sporcu muayeneleri kağıt üzerinde yapılan bir işlem olmaktan çıkıp sporcu sağlığını koruyan ve geliştiren, etkili bir uygulama haline gelebilir.  

Ayrıca lisans sahibi olmayıp Spor Genel Müdürlüğü izni ile işletilen spor tesislerinde sportif aktivite yapan yaklaşık 350 bin kişinin yanı sıra 100-150 bin civarında kişinin de kayıt altına alınmadan spor yaptığı tahmin edilmektedir. Bu bilgiler ışığında, lisanslı spor yapanlar dışında, ülkemizde 500 bin kişinin daha kayıt dışında spor yaptığı tahmin edilmektedir (3). Okul sporcuları için lisans çıkarma işlemleri yapılmakta, okullara arası müsabakalarda ve beden eğitimi derslerinde de yaralanmalar ortaya çıkmaktadır. Bu kişilerin de spor yaralanmalarına maruz kaldıkları, tanı ve tedavi süreçlerinde spor hekimliği uzmanlarının görev aldığı göz önünde bulundurulmalıdır. Yukarıda belirtilen spor hekimliği uzmanı sayısına ulaşıldığında, yıllık rutin muayenelerin düzgün şekilde yapılmasına ek olarak, lisanslı-lisanssız tüm sporcuların spor yaralanmalarının tanı ve tedavisi, aile hekimi, ortopedi ve travmatoloji ya da fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanları yerine konunun esas muhatabı olan spor hekimliği uzmanı tarafından gerçekleştirilebilir. Bu şekilde spor yaralanmalarının nitelikli tedavisini sağlamak mümkündür. Yeniden yaralanma riskini düşüren, performansı en az etkileyecek şekilde sporcunun gelişimini gözeten tedavi şemalarını, eğitimleri gereği ancak spor hekimliği uzmanları sunabilmektedir. Lisanslı sporcularımızın spor yaralanmalarının spor hekimliği uzmanları tarafından takip ve tedavi edilmesinin Türk sporuna ve ülkemizin spordaki başarı düzeyine büyük katkı sağlayacağı şüphesizdir. 

Ülkemize ait istatistiksel veriler yeterli olmamakla birlikte literatürü incelendiğinde bir yıl içinde her 100 sporcudan en az bir tanesinin akut spor yaralanması geçirdiği görülmektedir (7). Spor disiplinlerine göre yaralanma sıklığı ve yaralanma ciddiyetinin düzeyi değişiklik gösterebilmekle beraber her bir yaralanmanın; sportif rehabilitasyon ünitesi bulunan, yeterli alt yapıya ve donanımlara sahip spor hekimliği kliniklerinde tedavi edilmesi önemlidir. Spor hekimliği uzmanları tarafından uygulanan tedavilerin Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) karşılık bulması ve Sosyal Güvenlik Kurumun (SGK) tarafından karşılanabilir olması da sporcuların tedavisinin en uygun şekilde sürdürülmesini sağlayacaktır.

Sağlıklı Yaşamın Korunması ve Sürdürülmesi, Kronik Hastalıklardan Korunma ve Kronik Hastalıkların Tedavisi için Egzersiz Reçetelendirmesi: 

Dünya genelinde fiziksel hareketsizlik ve kötü beslenmenin neden olduğu sağlık sorunları için yapılan harcamalar toplam sağlık harcamalarının yaklaşık %2’sini oluşturmaktadır. Fiziksel aktivitenin arttırılması sağlık harcamalarının, dolayısıyla ekonomik yükün azaltılması için uygulanabilir, maliyet etkin ve en temel stratejilerden birisidir (8). 

Türkiye’de fiziksel aktivite düzeyleri arzulananın çok altındadır. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması yayımlanmamış ön raporuna göre; 12 yaş ve üzeri bireylerin; %71.9’u egzersiz yapmamakta, %9.7’si haftada 1-2 kez, yalnızca %10.8’i her gün egzersiz yapmaktadır. Diğer risk faktörlerinin etkisi elimine edildikten sonra sadece fiziksel inaktivitenin yol açtığı hastalıkların Türkiye’ye ekonomik yükü; (hem direk maliyet; sağlık harcamaları vb., hem de indirek maliyet; işgücü kaybı, verimlilikte azalma vb. unsurlar hesaplandığında) ülkemizin Avrupa bölgesindeki yerinin 6. sıra olmasına ne yazık ki neden olmuştur (9).

Spor hekimliği uzmanının fiziksel inaktivite ile mücadeledeki rolü çok önemlidir. Çünkü fiziksel aktivite uygulaması da tıpkı ilaçlar gibi kişiye özel reçetelenmektedir. “Egzersiz reçetelendirmesi” kişinin yaşına, mevcut hastalıklarına ve kullandığı ilaçlara göre özel olarak yapılır. Egzersiz reçetesi, egzersizin tipini, süresini, sıklığını ve şiddetini içerir. Kişilere sadece “hareketli yaşayın” ya da “spor yapın” demek maalesef yeterli değildir. Kişilerin doğru egzersiz reçetesine ulaşması, ayrıca bu alışkanlığı sürdürebilmesi için takip ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Kişiye uygun egzersiz reçetesinin hazırlanması herhangi bir risk grubuna girmeyen sağlıklı çocuk ve sağlıklı erişkinler için aile hekimleri tarafından da gerçekleştirilebilir. Ancak, örneğin hipertansif bir gebe, Parkinson hastası yaşlı bir birey, görme engelli bir kişi, kanser tedavisi almakta olan bir birey vb. özel popülasyonlara yönelik doğru egzersiz reçetelerinin verilmesi spor hekimliği uzmanlarının görevidir. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın Sağlıklı Hayat Merkezi gibi kurumsal yapıları, bu tür hizmetlerin sunulması için uygun zeminlerdendir. Buralarda spor hekimliği uzmanlarının yetkili kılınması etkin sonuçlar alınmasını sağlayacaktır. Buna ek olarak, hastaların ikinci ve üçüncü basamak sağlık merkezlerinde de egzersiz reçetesine ulaşabilmesi gerekir. Dolayısı ile 200.000-300.000 kişilik nüfus başına bir spor hekimliği uzmanı ilk hedefleri sağlamak için uygun görünmektedir. 

İşgücü Planlaması ve Uzman Hekim İhtiyacı: 

Spor Hekimliği uzmanlığı eğitim müfredatı ve görev tanımı ülkeler arasında büyük farklılıklar gösterebilmektedir. Türkiye’deki tanım ve işleyişe en benzer olan ülkelerden İngiltere ve Avustralya’nın işgücü planlamasıyla ilgili araştırmaları incelendiğinde, 2000 yılında “The Australasian College of Sports Physicians” (ACSP) örgütünün 21 milyonluk nüfusları için en az 200 spor hekimliği uzmanı ihtiyacı olduğunu belirttikleri görülmektedir. Benzer şekilde Birleşik Krallık’ta “Royal College of Physicians” 2018 yılında 64 milyonluk nüfusları için yaklaşık olarak 600 spor hekimliği uzmanına ihtiyaç duyulduğunu rapor etmişlerdir (6). Bu orantı ülkemiz için kurulduğunda, 82 milyonluk nüfusun yaklaşık spor hekimliği uzmanı ihtiyacının 800 olduğu görülmektedir. Bu sayı, sporcu lisans muayenelerinin aile hekimleri ile koordinasyon halinde yürütülmesi için hedeflenen her 10 Aile Sağlığı Merkezine bir spor hekimliği uzmanı hedefiyle de örtüşmektedir. 

Burada vurgulanması gereken önemli bir nokta üniversitelerdeki spor hekimliği anabilim dallarının donanımlarının ve akademik kadro sayılarının, her geçen gün iyileşmekle birlikte yetersiz olduğudur. Spor hekimliği uzmanı sayısının artırılmasına yönelik girişimler sırasında uzmanlık eğitimi veren anabilim dallarının altyapı ve donanımları göz ardı edilerek sadece uzmanlık öğrencisi kadro sayılarını artırmak eğitim kalitesinde sorunlara yol açabilir. Dolayısı ile 800 spor hekimliği uzmanı hedefinin üniversitelerdeki spor hekimliği eğitim altyapılarının geliştirilmesine paralel olarak gerçekleştirilmesi önemlidir. Spor hekimliği uzmanlarının T.C. Gençlik Spor Bakanlığı ve T.C. Sağlık Bakanlığı bünyelerinde etkin istihdamının sağlanması işlevsel olarak en iyi sonuçların alınmasına katkıda bulunacaktır.  

KAYNAKLAR

  1. Avrupa Tıpta Uzmanlık Birliği, Tıpta Uzmanlık İçin Avrupa Eğitim Tüzüğü, Bölüm 6 https://www.sporhekimleridernegi.org/files/files/uems.pdf
  2. T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 11. Kalkınma Planı (2019-2023) 
  3. T.C. Kalkınma Bakanlığı 2014-2018 Kalkınma Planı Spor Özel İhtisas Komisyonu Raporu http://www.cka.org.tr/dosyalar/Ozel%20Ihtisas%20Komisyonu%20Raporlar%C4%B1/Spor_%C3%B6ik.pdf
  4. Spor İçin İstenen Sağlık Raporları Konusunda Uyarı, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, 2016. http://www.ahef.org.tr/Detay/1725/Spor-Icin-Istenen-Saglik-Raporlari-Konusunda-Uyari.aspx
  5. Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Spora Katılım Belgesi Hazırlama Rehberi, Türkiye Spor Hekimleri Derneği, Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu, 2018.
  6. Sports and Exercise Medicine Workforce and Job Planning https://www.rcpmedicalcare.org.uk/developing-physicians/specialties/sport-and-exercise-medicine/workforce
  7. Åman, M., Forssblad, M., & Henriksson‐Larsén, K. (2016). Incidence and severity of reported acute sports injuries in 35 sports using insurance registry data. Scandinavian Journal of Medicine & Science in Sports, 26(4):451-462.
  8. T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Daire Başkanlığı, Ülkemizde Fiziksel Aktivite Durumu https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/fiziksel-aktivite/ulkemizde-durum.html
  9. Ding, D et al. The economic burden of physical inactivity: a global analysis of major non-communicable diseases. The Lancet 388.10051 (2016): 1311-1324

8 Eylül 2019

Hazırlayanlar

  • Prof. Dr. Bülent Ülkar
  • Prof. Dr. Metin Ergün
  • Prof. Dr. Bülent Bayraktar
  • Prof. Dr. Bedrettin Akova
  • Doç. Dr. Soner Akkurt
  • Doç. Dr. Gürhan Dönmez
  • Dr. Öğr. Üyesi Sabriye Ercan
  • Uzm. Dr. Burkay Utku
  • Uzm. Dr. Melda Pelin Yargıç